| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“Yok eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamış (ve belalarını bulmuş) lardı. Elçiye düşen ise, sadece açık bir tebliğdir.” (İman edip etmediğiniz Ondan sorulmayacaktır.) |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve yalanlarsanız sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı ve Peygambere düşen iş, ancak apaçık tebliğden ibaret. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Ve eğer beni yalanlarsanız bilin ki, başka toplumlar da sizden önce, Allah'ın peygamberlerini yalanladılar. Elçiye düşen, sadece kendisine emanet edilen mesajı, apaçık bir şekilde iletmektir.” |
| Ahmet Tekin Meali |
Size tebliğ edilen vahyi yalanlıyorsanız eğer, unutmayın, sizden önceki birçok milletler de kendilerine yapılan dinî tebliği, rasullerini yalanlamışlardı. Peygambere düşen görev, yalnız açıkça tebliğdir. |
| Ahmet Varol Meali |
"Eğer yalanlarsanız; sizden önceki ümmetler de yalanlamışlardı. Peygambere düşen ise sadece apaçık bir tebliğdir." |
| Ali Bulaç Meali |
'Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardır. Elçiye düşen, yalnızca açık bir tebliğdir.' |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
(Ey Kureyş topluluğu, beni) eğer tekzib ederseniz (bana zarar veremezsiniz, çünkü) sizden önceki ümmetler de peygamberlerini tekzib etmişlerdi. Peygambere düşen vazife ise, ancak açık bir tebliğdir. |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
(De ki:) “Eğer siz (beni) yalanlayacaksanız, muhakkak sizden önce de birçok toplum, (peygamberleri) yalanladılar. (Başlarına azap geldi.) Çünkü Peygamberin üzerinde apaçık bir tebliğden başka bir görev yoktur. (Onları azaptan kurtaramaz.) |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Eğer yalanlarsanız, biliniz ki sizden önce de nice toplumlar peygamberlerini yalanlamışlardı. Peygamberin üzerinde, apaçık tebliğden başka bir görev yoktur. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
“Eğer siz (beni) yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. Peygambere düşen apaçık tebliğden başka bir şey değildir.” |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Eğer siz Peygamberi yalanlıyorsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamışlardı. Peygambere düşen, sadece apaçık tebliğdir. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamışlardı. Peygambere düşen apaçık tebliğden başka bir şey değildir.” |
| Diyanet Vakfı Meali |
Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de (kendilerine tebliğ edileni) yalan saymışlardır. Peygamber'e düşen, yalnız açık bir tebliğdir. |
| Edip Yüksel Meali |
Yalanlarsanız, sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı. Elçinin görevi ancak açıkça bildirmektir. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de yalan saymışlardı. Peygambere düşen yalnız açık bir tebliğdir. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve eğer tekziyb ederseniz sizden evvel bir takım ümmetler de tekziyb etmişlerdi, Resulün vazifesi ise açık bir tebliğden ibarettir |
| Hasan Basri Çantay Meali |
«Eğer siz (beni) tekzîb ederseniz sizden evvelki ümmetler de (peygamberlerini) tekzîb etmişizdir. Peygamberin üzerine (düşen vazîfe) ise apaçık tebliğden başkası değildir». |
| Hayrat Neşriyat Meali |
“Hem (beni) yalanlarsanız (bilin ki), doğrusu sizden önceki birtakım ümmetler de(peygamberlerini) yalanlamıştı. Peygambere düşen ise ancak apaçık tebliğdir.” |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Eğer (elçimizi) yalanlarsanız, sizden önceki topluluklar da yalanlamışlardı. Elçiye düşen görev, yalnızca açıkça tebliğ etmektir. |
| Kadri Çelik Meali |
“Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (peygamberlerini) yalanlamışlardır. Peygambere düşen ise, yalnızca apaçık bir tebliğdir.” |
| Mahmut Kısa Meali |
“Fakat nankörlük eder de Allah’ın ayetlerini yalanlayacak olursanız, şunu iyi bilin ki, sizden önceki bazı toplumlar da hakîkati yalanlamış ve bu yüzden Allah’ın lânetine uğramışlardı. O hâlde seçiminizi yapın ve sonuçlarına da katlanın; çünkü elçinin görevi, yalnızca gerçekleri size açık ve net olarak duyurmaktan ibarettir.”
“Ey halkım! Elimdeki kutsal sahifelerde, bakın Rabb’im sizlere neler söylüyor: |
| Mehmet Türk Meali |
(Ey Mekkeliler! Muhammed’i) yalanlarsanız (yalanlayın,) sizden önceki ümmetler de (kendi Peygamberlerini) yalanlamışlardı. Zâten Peygambere düşen, apaçık bir tebliğden başka bir şey değildir.1* |
| Muhammed Esed Meali |
“Ve Eğer [beni] yalanlarsanız [bilin ki, başka] toplumlar da sizden önce [Allah'ın peygamberlerini] yalanladılar: Bir elçiye düşen, sadece [kendisine emanet edilen] mesajı dosdoğru bir şekilde iletmektir.” |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
“Ama eğer yalanlarsanız, iyi bilin ki sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı: zaten elçiye düşen de (İlâhi mesajı) bütün açıklığıyla iletmekten başkası değildir.”[3490]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Ve eğer tekzîp ederseniz, muhakkak ki, sizden evvel bir nice ümmetler de tekzîp ettiler. Peygamber üzerine de apaçık tebliğden başka bir şey yoktur.» |
| Suat Yıldırım Meali |
“Şayet siz beni yalancı sayarsanız, sizden önceki birtakım ümmetler de resullerini yalancı saymıştı. Elçinin görevi imana zorlamak değil, sadece açıkça tebliğ etmektir. ” |
| Süleyman Ateş Meali |
Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de yalanlamışlardı. Elçiye düşen, yalnız açıkça duyurmaktıır. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki toplumlar da yalanladılar. Elçiye düşen, açık tebliğden başka nedir ki!" |
| Şaban Piriş Meali |
Eğer yalanlarsanız, sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı. Peygamberin görevi apaçık duyurudan başka bir şey değildir. |
| Ümit Şimşek Meali |
“Yalanlayacak olursanız, bilin ki sizden önceki ümmetler de peygamberlerini yalanlamıştı. Peygambere düşen ise, açıkça tebliğ etmekten ibarettir.” |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir." |
| M. Pickthall (English) |
But if ye deny, then nations have denied before you. The messenger is only to convey (the Message) plainly. |
| Yusuf Ali (English) |
"And if ye reject (the Message), so did generations before you: and the duty of the messenger is only to preach publicly (and clearly)." |