| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Kâfirler) Orada ebedi olarak kalıcıdırlar. Onlar ne bir veli, ne bir yardımcı bulamayacaklardır. |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Orada ebedi ve daimi kalırlar; ne bir dost bulurlar, ne bir yardımcı. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar orada, sonsuza kadar kalacaklar, ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. |
| Ahmet Tekin Meali |
Onlar o ateşte ebedî kalırlar. Kendilerini koruyacak ne bir velî, bir otorite, bir dost, ne de bir yardım eden bulabilirler. |
| Ahmet Varol Meali |
Orada sonsuza kadar kalıcıdırlar. Onlar, ne bir dost ne de bir yardımcı bulabilirler. |
| Ali Bulaç Meali |
Orda ebedi olarak kalıcıdırlar. Onlar ne bir veli, ne bir yardımcı bulamayacaklardır. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Orada ebedî olarak kalırlar, ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardımcı... |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Orada ebedî olarak kalacaklar, ne bir sahip ne de bir yardımcı bulamayacaklar. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlar, orada süreli olarak kalacaklardır. Ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır. |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
64,65. Allah kâfirlere lânet etmiş (rahmetinden kovmuş) ve onlara alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar, orada (cehennemde) ebedî olarak kalacaklar ve hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
64,65. Allah şüphesiz, inkarcılara lanet etmiş ve onlara içinde sonsuz olarak temelli kalacakları çılgın alevli cehennemi hazırlamıştır. Onlar bir dost ve yardımcı bulamazlar. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır. |
| Diyanet Vakfı Meali |
(Onlar) orada ebedî olarak kalacaklar, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır. |
| Edip Yüksel Meali |
Orada ebedi kalıcıdırlar. Ne bir veli (sahip) ne de bir yardımcı bulamazlar. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Onlar) orada ebedî kalırlar ve ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardımcı. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Onda muhalled kalırlar ve ne bir veliy bulabilirler ne de bir nasîr |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Kendileri orada ebedî kalıcı olarak. Onlar ne bir yâr, ne de bir yardımcı bulmayacaklardır. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
(Onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar. (O gün kendilerine) ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır. |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Ateşin içinde sürekli kalıp, kendileri için ne bir koruyucu ve nede bir yardımcı bulacaklardır. |
| Kadri Çelik Meali |
Orda temelli kalıcılardır. Onlar ne bir veli, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. |
| Mahmut Kısa Meali |
Hem de, sonsuza dek içinde kalacakları bir ateş! Öyle ki, kendilerini bu korkunç azaptan kurtaracak ne bir dost bulabilecekler, ne de bir yardımcı! |
| Mehmet Türk Meali |
(Onlar) orada, bir dost ve yardımcı bulamadan ebedî olarak kalacaklardır. |
| Muhammed Esed Meali |
onlar orada sonsuza kadar kalacaklar: ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar orada ebedîyen kalacaklar: ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklar. |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Orada ebedîyyen kalmaları mukadderdir, ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. |
| Suat Yıldırım Meali |
Onlar onun içinde devamlı kalacak ve kendilerini koruyan veya yardımcı olan kimse bulamayacaklardır. |
| Süleyman Ateş Meali |
Orada ebedi olarak kalacaklar; (kendilerini koruyacak) bir dost ve yardımcı bulamayacaklardır. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Orada sonsuza kadar ölümsüzleşecekler; kendilerine bir dost ve yardım edecek birini bulamayacaklardır. |
| Şaban Piriş Meali |
Orada ebedi kalırlar. Bir dost ve yardımcı bulamazlar. |
| Ümit Şimşek Meali |
Orada ebediyen kalırlar; hiçbir dost ve yardımcı da bulamazlar. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Uzun süre kalacaklardır onun içinde. Ne bir dost bulacaklardır ne bir yardımcı. |
| M. Pickthall (English) |
Wherein they will abide for ever. They will find (then) no protecting friend nor helper. |
| Yusuf Ali (English) |
To dwell therein for ever: no protector will they find, nor helper. |