| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Artık Sen onları bırak; onlara va’ad edilen günlerine kadar (gaflet ve eğlenceye) dalsınlar ve oynayadursunlar (yakında göreceklerdir). |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Bırak onları, vaadedilen güne ulaşıncaya dek didinip oynasınlar. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Onları bırak da, vaat edilen hesap günü ile karşılaşıncaya kadar boş işler ve konuşmalara dalıp oynasınlar. |
| Ahmet Tekin Meali |
Onları kendi hallerine bırak. Tehdit edildikleri günle karşılaşıncaya kadar, bâtıla dalıp, bilgisizce ileri geri konuşarak oynasınlar. |
| Ahmet Varol Meali |
Artık sen onları bırak, vaadedildikleri günlerine kavuşuncaya kadar dalsın ve oynasınlar. |
| Ali Bulaç Meali |
Artık onları bırak; onlara vadedilen günlerine kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar. |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Şimdi bırak onları (bâtıl inançlarına) dalsınlar, oynaya dursunlar; tâ vaad edildikleri (kıyamet) günlerine kavuşuncaya kadar... |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Bırak onları, kendilerine vaadedilen gün ile karşılaşıncaya kadar dalıp oynasınlar. |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Uyarıldıkları güne kavuşuncaya kadar bırak onları; eğlenceye dalsınlar, oynasınlar! |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Bırak onları! Kendilerine vaadedilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynayıp oyalansınlar! |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Bırak onları, kendilerine söz verilen güne kavuşana kadar, dalsınlar, oynasınlar. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Bırak onları, tehdit edildikleri güne kavuşana kadar, (batıl inançlarına) dalsınlar ve (dünya hayatlarında) oynayadursunlar. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar. |
| Edip Yüksel Meali |
Bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynasınlar. |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Şimdi sen bırak onları, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya kadar batıla dalsınlar oynasınlar. |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Şimdi bırak onları dalsınlar, oynıya dursunlar tâ va'dolundukları günlerine çatasıya kadar |
| Hasan Basri Çantay Meali |
(Şimdilik) sen bırak onları, (baatılın içine) dalsınlar, (dünyâlarında) oynaya dursunlar. Nihayet (azâb ile) tehdîd edilmekde oldukları günlerine kavuşdurulacaklardır. |
| Hayrat Neşriyat Meali |
O hâlde bırak onları, tehdîd edilegeldikleri günlerine kavuşuncaya kadar (bâtıla)dalsınlar, oynasınlar! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Bırak onları, kendilerine vaat edilen azap onlara gelinceye kadar oyalanıp, oynasınlar. |
| Kadri Çelik Meali |
Artık sen onları bırak; onlar vaat edilen kendi günlerine kadar (batıl işlere) dalsınlar ve oynaya dursunlar. |
| Mahmut Kısa Meali |
O hâlde, ey Müslüman! Bırak onları, kendilerine vaad edilen o büyük Güne, hesap gününe kavuşuncaya kadar, gömüldükleri inkâr ve cehâlet karanlıklarında bocalasınlar, dünyanın basit zevk ve eğlenceleriyle oynasın dursunlar. Sen Rabb’ine güven! Unutma ki; |
| Mehmet Türk Meali |
Sen onları bırak, kendilerine (azap) vâdedilen günlerine kavuşuncaya kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar (bakalım).1* |
| Muhammed Esed Meali |
Onları bırak da vaad edilen [Hesap] Günü ile karşılaşıncaya kadar beyhude konuşmalarla oyalansınlar ve [kelimelerle] oynayıp dursunlar: 60 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Artık onları bırak, geleceği vaad olunan günlerine kavuşuncaya kadar lafazanlıkla oyalansınlar ve (kelimelerle) oynamayı sürdürsünler.[4423]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık onları bırak, (beyhûde işlere) dalsınlar ve oyalanadursunlar. O vaadolundukları günlerine mülâki olacaklarına değin. |
| Suat Yıldırım Meali |
Kendilerine bildirilen o hesap gününe kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak, batıllarına dalsınlar, varsın oyalansınlar. |
| Süleyman Ateş Meali |
Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar. |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Onları kendi hallerine bırak, boş işlere dalsınlar da tehdit edildikleri azap günüyle yüzleştirilinceye dek oyalanıp dursunlar. |
| Şaban Piriş Meali |
Bırak onları, kendilerine vaat edilen güne kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynaya dursunlar. |
| Ümit Şimşek Meali |
Bırak onları, dalsınlar, eğlensinler, vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar. |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Bırak onları, kendilerine vaat edilen günlerine kavuşuncaya değin dalıp gitsinler; oynayıp oyalansınlar! |
| M. Pickthall (English) |
So let them flounder (in their talk) and play until they meet the Day which they are promised. |
| Yusuf Ali (English) |
So leave them to babble and play (with vanities) until they meet that Day(4681) of theirs, which they have been promised.* |