| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Fakat (bütün bunlara nankörlük yaparsanız, kıyamet günü) ‘kulakları patlatırcasına olan o gürleme’ geldiği zaman (haliniz nasıl olacaktır?) |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Derken adeta kulakları sağır eden o bağırış gelip çattı mı. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
Derken kulakları sağır edercesine gelecek olan kıyametin çağrısı duyulunca… |
| Ahmet Tekin Meali |
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde herkesin derdi vardır. |
| Ahmet Varol Meali |
Ancak o kulakları sağır edercesine şiddetli gürültü geldiği zaman, |
| Ali Bulaç Meali |
Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman, |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Amma kıyamet sayhası geldiği zaman, |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Gürültüsüyle kulakları sağır eden o kıyamet geldiği zaman, |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
Kulakları sağırlaştıracak o kıyamet gürültüsü geldiği zaman. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman; |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
33,34,35,36,37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. |
| Diyanet Vakfı Meali |
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, |
| Edip Yüksel Meali |
Sonra, o müthiş patlama gerçekleşince, |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde, |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
Amma geldiği vakıt o Sahha (o sayhasını dinletecek belâ) |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Fakat o kulakları sağır edercesine haykıracak olan ses geldiği zaman, |
| Hayrat Neşriyat Meali |
Derken (kulakları sağır eden) o şiddetli gürültü (Sûr'a ikinci üfürülüş) geldiği zaman! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Sonra, kıyameti bildiren o ses (sura üfürüldüğünde) geldiğinde. |
| Kadri Çelik Meali |
Fakat kulakları sağır eden o ses geldiğinde. |
| Mahmut Kısa Meali |
Evet, toprağa karışmış ölü bedenleri mezarlarından kaldıracak olan o müthiş çığlığın koptuğu ve tüm insanların, hesap vermek üzere Büyük Mahkemeye çıkarıldığı an, |
| Mehmet Türk Meali |
O kulakları sağır eden (kıyamet) gürültüsü geldiğinde, |
| Muhammed Esed Meali |
VE BÖYLECE, 10 [yeniden dirilmenin] o kulakları sağır eden çağrısı duyulduğunda, |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
VE NİHAYET kulakları sağır eden o (mahşer) çığlığı koptuğunda; |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit. |
| Suat Yıldırım Meali |
Ama vakti gelip de o kulakları patlatan dehşetli gün geldiği zaman |
| Süleyman Ateş Meali |
Çarpınca kulakları sağır eden o gürültü geldiği zaman, |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Kulakları sağır eden o çığlık kopunca; |
| Şaban Piriş Meali |
O büyük gürültü geldiği zaman, |
| Ümit Şimşek Meali |
O müthiş ses kulaklara çarptığında, |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde, |
| M. Pickthall (English) |
But when the Shout cometh |
| Yusuf Ali (English) |
At length, when there comes the Deafening Noise,- (5965)* |