| Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Ve dopdolu olan (dalgalarla) kabaran deryaya (okyanuslara andolsun), |
| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve taşkın, coşkun, dalgalanıp duran denize. |
| Abdullah Parlıyan Meali |
taşkın, coşkun ve dalgalanıp duran denize; |
| Ahmet Tekin Meali |
Yanan dolu denizlere, okyanuslara andolsun! |
| Ahmet Varol Meali |
Tutuşturulmuş denize, [1]* |
| Ali Bulaç Meali |
Kabarıp, tutuşan denize, |
| Ali Fikri Yavuz Meali |
Taşkın denize... |
| Bahaeddin Sağlam Meali |
Kaynatılmış denize andolsun ki; |
| Bayraktar Bayraklı Meali |
1,2,3,4,5,6. Tûr'a, açılmış ince deride yazılı kitaba, imar edilmiş o eve; yükseltilmiş şu tavana, kabaran denize yemin olsun ki… [585][586]* |
| Cemal Külünkoğlu Meali |
1,2,3,4,5,6,7,8. (Musa'nın vahiy aldığı) Tur dağına, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab'a, Beyt-i Mamur'a (Meleklerin gökte tavaf ettikleri makama ya da Kâbe'ye), yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize yemin olsun ki, Rabbinin azabı kesin olarak gerçekleşecektir. Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur. |
| Diyanet İşleri Meali (Eski) |
1,2,3,4,5,6,7,8. Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş tavan gibi göğe, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir. Onu savacak yoktur. |
| Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
1,2,3,4,5,6,7. Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a[506], yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.* |
| Diyanet Vakfı Meali |
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8. Tûr'a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab'a, Beyt-i Ma'mûr'a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur. * |
| Edip Yüksel Meali |
Ve kaynatılmış denize... |
| Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Kaynatılmış denize, (andolsun ki) |
| Elmalılı Meali (Orjinal) |
bahri mescûre ki |
| Hasan Basri Çantay Meali |
Dolan denize, |
| Hayrat Neşriyat Meali |
6,7,8. Ve tutuşturulmuş denize (yemîn olsun) ki, şübhesiz Rabbinin azâbı elbette vâki'(olacak)tır; onun için hiçbir def' edici yoktur! |
| İlyas Yorulmaz Meali |
Su ile doldurulmuş denize yemin olsun ki, |
| Kadri Çelik Meali |
Kabarıp tutuşan denize. |
| Mahmut Kısa Meali |
Ve andolsun, Kıyâmet Günü alev alev yanıp kaynatılan denizlere ki, |
| Mehmet Türk Meali |
Kaynatılmış denize1 yemin olsun ki,* |
| Muhammed Esed Meali |
Kabaran denizi düşün! 4 |
| Mustafa İslamoğlu Meali |
Kükreyen taşkın deniz şahit olsun![4744]* |
| Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve dolmuş denize kasem olsun ki, |
| Suat Yıldırım Meali |
Ağzına kadar dolu okyanusa yemin olsun ki: * |
| Süleyman Ateş Meali |
Kaynatılmış denize (bunlara andolsun ki), |
| Süleymaniye Vakfı Meali |
Ve coşmuş deniz önemli olduğu gibi. |
| Şaban Piriş Meali |
Taşkın denize andolsun ki... |
| Ümit Şimşek Meali |
Ve yakılmış denize.(3)* |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yemin olsun o alevlerle kaynatılıp köpürtülmüş denize, |
| M. Pickthall (English) |
And the sea kept filled, |
| Yusuf Ali (English) |
And by the Ocean(5041) filled with Swell;-(5042)* |